Uyuz bu ülkeyi de sardı! Doktorlardan peş peşe uyarı: ‘Yaşanan bir kabus’

Doğrudan cilt temasıyla yayılan, bulaşıcı bir hastalık olarak bilinen uyuz vakası ardı arkası kesilmeyen bir cilt kaşıntısına neden oluyor. Özellikle bakım evlerinde artış gösteren uyuz problemi salgın yaşanmasına neden oldu.

Kuzey İngiltere’deki bölgelerde Kasım ayında beklenen vaka sayısının iki katı görüldüğü bildirildi. Doktorlar, parazit probleminin yaygınlaşmaya başlamadan önce bastırılması gerektiğini belirtiyor.

İngiliz Dermatologlar Derneği Başkanı Prof. Mabs Chowdhury, uyuzun bakım evlerinde, yurtlarda ve toplu yaşam tesislerinde yayılmasının büyük bir problem kaynağı olduğunu belirtti. Tedavi sürecini zorlaştıran bu durum bir kişinin eksiksiz tedavisinde tekrar ortaya çıkabiliyor.

Dermatologların verdiği bilgiye göre ise uyuz problemi yaşayan hastaların sınırlı takibi nedeniyle bu sorunun daha da yayılmasından endişe duyulduğu yönünde. Yapılan çalışmalardaki veriye göre geçen kasım ayında uyuz oranı yılın bu zamanlarına göre iki kat daha fazlaydı.

Uyuz nedeniyle oluşan mikroskobik akarlar kişilerin cilt üst katmanına girerek kaşıntı, döküntü, yanma gibi sorunlara neden oluyor. Kaşımaya başladıkça ise şiddeti azalmak yerine artıyor.

Paylaşılan sonuçlara göre bulaşma sıklığı en çok gözlenen vücut bölgeleri şu şekilde belirtiliyor:
– Bilek
-Dirsek
– Diz
– Cinsel organlar
– Parmak araları
– Bel çevresi
– Kol altı

Uyuz sorununu anlayabilmek için dikkat edilmesi gereken bazı durumlar olabilir. Kaşıntıya neden olan her şey, uyuz belirtisi olmayabilir. Ancak vücudunuzda sivilce artışı, kabarcık, kısa koyu çizgiler ve dinmeyen bir kaşıntı olup olmadığına dikkat edin.

Amerika Birleşik Devletleri’nde ise henüz bir artış kaydedilmemiş olsa da, bazı bölgelerde hem bit hem de uyuzda artışlar görülmeye devam ediyor.

Uyuz probleminden muzdarip olan birçok kişi ise dış çevreden çeşitli tepkiler almamak için muayene olmayı tercih etmiyor. Bu konu hakkında uzmanlar, insanların ihtiyaç duyduğunda tedaviye başvurabilmesi için uyuz hastalığına ilişkin kötü söylemlerin azaltılması gerektiğini vurguluyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir